TCG Kocatepe (D-354) Muhribi, 1974'de Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerçekleştirdiği Kıbrıs Harekâtının ikinci gününde Türk Hava Kuvvetleri tarafından dost ateşiyle batırılan bir Türk Deniz Kuvvetleri gemisidir. Aynı bombardıman esnasında TCG Adatepe ve TCG Mareşal Fevzi Çakmak muhripleri de ağır yara almıştır.
Yunan gemisi zannedilen Kocatepe muhribinin kendi uçaklarımız tarafından batırılması ve gemide görevli 54 askerimizin şehadetinin ardındaki en büyük gerçek; kara, hava ve deniz unsurları arasındaki haberleşme sistemlerinin eksikliği ve Türk savaş uçaklarının istihbarat hatasıdır. Uçaklarımız ve gemilerimiz arasında güvenli telsiz bağlantısı yoktu. Bu hazin olayın en büyük nedeninin ise kim tarafından yapıldığı tam olarak bilinemeyen, elektronik yönlendirmeler olduğu da değerlendirilmektedir.
1974 Kıbrıs Barış Harekatından sonra uygulanan "silah ambargosu" ve harekat esnasında yaşanan olaylardan edinilen tecrübeler, ülkemizde savunma sistemlerinin temininde ve bu arada askeri haberleşme ihtiyaçlarının karşılanmasında bağımsızlığın önemini gündeme getirmiş, halkımızın bağışları ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakıfları hayata geçirilmiştir. Bunu takiben Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı öncülüğünde 1975 yılı sonlarında ASELSAN kurulmuştur.
TCG Kocatepe olayında yaşanan tecrübenin de yarattığı itici güçle, ASELSAN milli çevrim sistemleri eksikliğini gidermek üzere hızla çalışmalara başlamış, ilk üretimini 1980 yılında gerçekleştirerek TSK için sırt ve tank telsizi yapılmıştır.
İlk teknoloji transferi ise 1989 yılında Pakistan’a yapılmıştır. Verilen lisans ile birlikte Pakistan’da telsiz üretimine başlanmıştır.
Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı kuruluşu olan ASELSAN, kendisine verilen görev çerçevesinde, deniz savaş sistemlerine yönelik olarak çalışmalarını şu beş esasa uygun olarak sürdürmektedir:
• Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın her türlü elektronik cihaz gereksinimlerini, dışa bağımlılığı en aza indirecek şekilde ve en kısa zamanda karşılamak.
• Her türlü şartlar altında devamlılık ve hızlı gelişimi sağlamak.
• Olağanüstü hallerde üretimin tamamını askeri teçhizat üretimine döndürebilmek.
• Milli olması zorunlu olan elektronik ve akustik harp ile kripto gibi konularda Deniz Kuvvetleri Komutanlığına hizmet vermek.
• Yurtdışına "yüksek teknoloji" deniz savaş sistemleri satabilecek duruma gelmek.
ASELSAN, bu yolda dünya firmaları ile yarışabilecek seviyede önemli gelişmeler kaydetmektedir.
ASELSAN, tüm faaliyetlerde olduğu gibi bundan sonra da Türk donanması için gereken teknolojinin yurtiçinde edinilmesi konusunda, savunmada endüstriyel liderlik ve desteğin sağlanması görevini sürdürmeye devam edecektir.
Deniz Kuvvetlerimiz, Mavi Vatanın korunmasında, çevre denizlerde caydırıcı güç olmada, sadece kendi denizlerimizde değil dünya denizlerinde hak ve menfaatlerimizi korumada, barışa etkin katkı sunma ve özellikle son dönemde enerji hatlarının deniz ortamındaki kaynaklarının güvenliğinin sağlanması konusunda çok önemli görevler üstlenmiştir. Dolayısıyla ASELSAN, Deniz Kuvvetlerimizin görevlerini yerine getirirken ihtiyaç duyacağı gelişmiş yerli ve milli savaş sistemi çözümlerini en etkin şekilde sağlaması gerektiğinin bilinciyle çalışmalarını sürdürmektedir. Bunun için sadece barış zamanında değil, savaş zamanında da Deniz Kuvvetlerimize yurt içi ve yurt dışında hizmet vermeye devam edilmesi gerekmektedir. Bu beklenti, geçtiğimiz dönemde birçok platformda, yurt içinde ve yurt dışında farklı lokasyonlarda karşılanmıştır.
ASELSAN hem ülke ihtiyaçlarının karşılanması hem de savunma sanayi ürünlerini ihraç edebilmek için yerli teknoloji geliştirmeye önem vermektedir. Bu hedefe doğru yapılan çalışmalar neticesinde, ASELSAN’ın deniz sistemleri alanında katettiği mesafe dikkate değer seviyelere ulaşmıştır. ASELSAN; karmaşık sistemleri barındıran savaş sistemleri ile özel amaçlı görev sistemlerinin tasarım ve üretimi ile bu sistemlerin platformlara ve diğer sistemlere entegrasyon imkan ve kabiliyetine sahiptir. Bu çerçevede, bugüne kadar halihazırda tamamlanan ve devam eden 75 yeni gemi inşa projesi ile 50 civarında modernizasyon projesinde yer alınmış ve 100’den fazla gemi platformuna Uzaktan Komutalı Silah Sistemleri entegre edilmiştir. Yurtiçinde ve yurtdışında 230’dan fazla platformda ASELSAN silah sistemleri görev yapmaktadır.
Savaş gemilerine yönelik sistemler kapsamında halihazırda; Silah ve Füze Sistemleri, Entegre Muhabere Sistemleri, Elektronik Harp ve Radar Sistemleri, Deniz Hava Savunma Sistemleri, Top Atış Kontrol Sistemleri, Elektro-Optik Sistemler, Seyir ve Platform Sistemleri, Torpido ve Torpidoya Karşı Tedbir Sistemleri ile birlikte Sualtı Akustik ve Sonar Sistemlerinde faaliyet gösterilmektedir.
ASELSAN, Deniz Elektronik Harp Sistemlerinde; ARES Deniz Elektronik Destek (ED) ürün ailesiyle, AREAS Radar Elektronik Taarruz (ET) ürün ailesiyle ve Su Üstü Dekoy Atıcı Sistemiyle birçok platformda yer almaktadır. Özellikle ED, ET ve Dekoy Atıcı Sistemleri bir arada barındıran Milli Elektronik Harp Suiti (MEHS) ile yeni projelerde yer almaya devam edilecektir.
Radar sistemlerinde, geçtiğimiz dönemde özellikle arama, atış kontrol, aydınlatma ve gözetleme radarı geliştirme faaliyetlerine hız kazandırılmıştır. Özellikle AKREP Atış Kontrol Radarı ve CENK Arama Radarının 2023 yılı içerisinde Deniz Kuvvetlerimizin hizmetine girmesiyle birlikte, önemli yetenek kazanımları sağlanmış olacaktır. Türk Tipi Hücumbot Projesi ihtiyaçları kapsamında geliştirme çalışmalarına devam edilen ARDA 3D Arama Radarı, TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi ihtiyaçları kapsamında geliştirilen Çok Amaçlı Faz Dizinli Radar (ÇAFRAD) ve gözetleme amaçlı İHA savunmaya yönelik geliştirilen radar sistemlerimiz ise Deniz Kuvvetlerimizin farklı ihtiyaçlarına da çözüm olarak ortaya çıkacaktır.
Her türlü deniz koşulunda tüm insanlı ve insansız deniz platformlarına uygun 38 cm’den, 1.8 metreye kadar X-Bant ve Ku- Bant frekanslarında çalışan stabilize anten sistemleri kullanılarak çözüm sunulabilmektedir. Su üstü unsurların bağlı bulundukları harekât/komuta merkezleri ile taktik sahadaki komutanların harekât ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak stabilize şekilde emniyetli ve hızlı ses, görüntü ve veri haberleşme yeteneği sunulabilmektedir. Yüksek RF geçirgenliğine sahip radom içerisinde muhafaza edilen anten sistemleri, uygun frekanslarda ve nitelikte hizmet veren tüm uydularla kullanılabilme özelliğine sahiptirler.
Deniz Silah Sistemlerinde 15 yılı aşan bir tecrübe ile 7.62 mm’den 35 mm’ye kadar farklı kalibrelerde silah sistemlerimiz ve 127 mm’ye kadar atış kontrol sistemlerimiz birçok platforma entegre edilmiştir. 40 mm çift namlulu Deniz Topu geliştirme faaliyetlerine de hız kesmeden devam edilmektedir.
Seyir Sistemleri alanında Askeri Gemi Elektronik Harita Sergileme ve Bilgilendirme Sistemi WECDIS, sivil gemi versiyonu (ECDIS), Cayro ve İskandil Sistemleri ile Meteorolojik Ölçüm Sistemi hali hazırda savaş gemilerimizde kullanılmaktadır. Otomatik, yarı otomatik veya manuel şekilde geminin dinamik olarak bir pozisyonda konumlanmasını sağlayan ya da önceden belirlenen rotayı takip etmesini sağlayan Dinamik Konumlandırma Sistemi (DİKONS) bu alanda en son geliştirilen ASELSAN sistemidir.
Peki ASELSAN, deniz savaş ve görev sistemleri alanında bu seviyeye hangi aşamalardan geçerek ulaşabilmiştir? Türkiye Cumhuriyeti donanması, büyük kısmı ikinci el olmak üzere uzun yıllar hazır alım yöntemiyle gerçekleştirdiği savaş gemisi tedarik faaliyetlerini, 1980’li yıllardan itibaren teknoloji transferi yoluyla yurt içinde askeri tersanelerde denizaltı, hücumbot, mayın avlama gemisi ve fırkateyn gibi savaş gemilerini üretmeye başlayarak farklı bir seviyeye taşımıştır.
Bu yıllarda üretilen askeri gemilerimizde yer alan sistemler incelendiğinde, maalesef özellikle savaş sistemleri özelinde neredeyse tek bir yerli sistemimiz bile bulunmuyordu.
Türk Deniz Kuvvetleri, milli savunma endüstrisi kurulmadan önce eski teknoloji harp silah araçlarının bakım idamesini yurtdışından sağlanan lojistik destekle yürütebilme imkânını bünyesinde barındırıyordu. Ancak, dış politikalardan kaynaklanan ihracat kısıtlamaları ve teknolojideki süratli gelişmeler, bakım-idame imkânlarının yurtiçinden sağlanması ihtiyacını öne çıkarmış, bu husus gelişen teknolojideki karmaşıklık ile de artmıştır. Ayrıca, yeni teknoloji ürünü harp silah araçlarının “kara kutu” hüviyetinde olması savunma güvenliğini menfi olarak etkilemeye başlamıştı.
Ancak 2000’li yıllara kadar Deniz Kuvvetlerinin az sayıdaki teçhizat ihtiyacının karşılanmasında, geliştirme maliyetleri ve süresi ile performans güvenirliği, bu sistemlerin yurt içerisinde geliştirme faaliyetlerine başlanılmasında olumsuz etki yaratmıştır.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın ortaya koyduğu vizyonla, 2000’li yılların başından itibaren MİLGEM Projesinin hayata geçirilmesi için faaliyetlere başlanmıştır. 2004 yılında İstanbul Tersanesi Komutanlığında tasarım, mühendislik ve inşaat faaliyetlerini yürütmek ve koordine etmek üzere MİLGEM Proje Ofisi kurulmuştur. Böylece azami yurt içi katkı payı ile milli bir korvetin tasarım ve inşası öngörülmüştür. Bu proje ile dağınık halde bulunan yerli/milli bilgi ve tecrübe birikiminin bir araya getirilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca çok sayıda sanayi kuruluşunun, üniversitelerin, bilimsel kurumların da yönlendirilmesiyle, Türkiye’de yerli/milli savaş gemisi tasarım ve inşa kabiliyetinin geliştirilmesi hedeflenmiştir.
Aynı dönemde Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığımız da deniz araçlarıyla ilgili yapılanmasını gerçekleştirmiştir. MİLGEM Projesiyle birlikte savaş gemilerimizin ve denizaltılarımızın ihtiyaç duyduğu sistem, alt sistem, cihaz ile ekipmanların yerlileştirilmesi ve millileştirilmesi sayesinde özel sektör, yan sanayii ve KOBİ’lere de çok çeşitli iş alanlarının ortaya çıkarılmasını sağlamıştır.
ASELSAN’ın yürüttüğü diğer faaliyetlerde kazanılan alt yapı ve bilgi birikimleri ile 2000’li yılların başlangıcından itibaren Türk donanmasına özgün sistemler sağlanabilecek seviyeye gelindi. Bu süreçte ASELSAN yönetimi, aldığı stratejik bir karar ile yeniden yapılanarak, mevcut potansiyelin deniz sistemlerine odaklanmasına zemin sağlamıştı. Böylelikle MİLGEM Projesinin ivmesiyle başlayan milli deniz sistemleri atağında ASELSAN, tüm kabiliyetleriyle yer almıştır. Yeni yapılanmayla, mevcut cihaz ve sistemlerin deniz platformlarına uyarlanması yaklaşımına ilave olarak platformlara özgün görev sistemi geliştirilmesi ve sistem entegrasyonu yaklaşımına dönülmüştür. Silah sistemleri, muhabere sistemleri, elektro-optik ve mikrodalga sensörler ile görev yönetim sistemleri gibi ASELSAN’ın uzmanlık alanlarındaki ürünler, deniz platformlarına uyarlanmış ya da deniz platformlarına özgün olarak geliştirilmiştir.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile Savunma Sanayii Başkanlığının yakın işbirliği ve kararlılığı sayesinde MİLGEM Projesinin ilk gemisi TCG Heybeliada’nın 2005 yılında tasarım faaliyetlerine, 2006 yılında da inşasına başlanmıştır. MİLGEM, o döneme göre mümkün olabilecek en yüksek yerli ve milli katkı oranıyla 27 Eylül 2011 tarihinde Donanma Komutanlığına teslim edilmiştir. MİLGEM Projesi kapsamında “Korvet” sınıfında inşa edilen dördüncü ve son gemi olan TCG Kınalıada, 2019 yılında teslim edilmiştir. Her ne kadar MİLGEM Projesinden önce de ASELSAN su üsü savaş gemileri için sistem teslimat ve entegrasyonları gerçekleştirmiş olsa da kapsamlı olarak ASELSAN’ın farklı sektör başkanlıklarının ürünlerinin tek bir platformda entegre edildiği ilk büyük proje MİLGEM’dir.
Türk savunma sanayii için çığır açıcı bir proje olarak nitelendirilebilecek MİLGEM projesinde, 23 Mayıs 2007 tarihinde imzaladığımız savaş sistemi tedarik projesi sözleşmesi ile üstlendiğimiz sorumluluğun bilinciyle, olabildiğince fazla sayıda bileşenin geliştirilmesi için gösterdiğimiz çabaların ve azmin neticesinde MİLGEM korvetlerinde ASELSAN ürünü sistemler, gemiye entegre edilmiştir:
• İlk SMART-S Mk2 3 Boyutlu Arama Radarı
• İlk ALPER-FMCW LPI Radar
• İlk ARES 2N Elektronik Destek (ED) ve ilk Dekoy Atım Sisteminden (DAS) oluşan Elektronik Harp Süiti
• İlk 76 mm Compact Top Atış Kontrol Sistemi (TAKS) MİLGEM-1 sistemler resmi
• İlk Top Acil Kontrol Ünitesi (TAKÜ)
• 12.7 mm Stabilize Makineli Tüfek
• İlk KULAÇ iskandil sistemi
• İlk HIZIR Torpido Karıştırma ve Aldatma Sistemi (TKAS)
• İlk X-BAND Uydu Muhabere Sistemi
• İlk Lazer İkaz Sistemi (LİAS-100D)
• İlk Deniz Meteoroloji Sistemi (MÖS)
• Dahili ve Harici Muhabere Sistemleri
• İlk ASELFLIR 300D Elektro-Optik Dayrektör Sistemi
• ANS 510D Cayro Sistemi
Aslında ASELSAN ürünü sistemlerin deniz platformlarında kullanılma tarihçesinin 2006 yılında ilk kez ASELSAN üretimi LN-270 Ataletsel Navigasyon Sisteminin Seaguard Yakın Hava Savunma Sistemlerinin Modernizasyonu Projesi Kapsamında TCG KEMALREİS'e entegrasyonuyla başladığını söyleyebiliriz.
Yine 2006 yılında Rüzgar Sınıfı Hücumbotların, haberleşme sistemi modernizasyonu ile ilk defa deniz haberleşme sistemlerine yönelik tüm ihtiyaçlar milli bir tasarıma dayalı olarak karşılanmıştır. Bu sayede geliştirilen yetenekler ile MİLGEM (G-Sınıfı Fırkateyn) MOSHIP Projesi kapsamında da Entegre Deniz Haberleşme Sistemi’ne yönelik tüm sistem tasarım, geliştirme, üretim, platform entegrasyon ve lojistik destek sorumlulukları üstlenilmiştir.
Haziran 2006 tarihinde imzalanan sözleşme kapsamında; 12.7 mm Stabilize Makinalı Tüfek Platformu (STAMP) Sistemi yapılan testler sonucu elde edilen üstün başarı ile kalifiye edilerek 2007 yılı başında öncelikle 90 tonluk sahil güvenlik botlarına entegre edilmek üzere TSK envanterine girmiştir.
ASELSAN ürünü sistemlerin su üstü savaş gemilerine entegrasyonu faaliyetlerine 2007 yılında G-Sınıfı fırkateynlerin mevcut atış kontrol radarlarına ASELSAN ürünü termal kamera entegrasyonuyla devam edilmiştir.
İlk Veri Kontrol Sistemimiz (VKS), MOSHIP platformunda kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca MOSHIP ve KURYED projeleri kapsamında, ASELSAN tarafından milli olarak geliştirilen HF ve V/ UHF telsizler ilk kez deniz platformlarına teslim edilmiştir.
2007 yılında ASELSAN sistemlerinin deniz projelerinde görünür olmaya başlaması yolcuğu, 2008 yılında imzalanan 4 adet “Sahil Güvenlik Komutanlığı Arama Kurtarma Gemisi”, “Aksaz ve Foça Deniz Üssü Su altı ve Su üstü Gözetleme ve Tespit Sistemi (Yunus)”, 16 adet “Yeni Tip Karakol Botu” ve “Yavuz Sınıfı Firkateynlerin Yarı Ömür Modernizasyonu” kapsamındaki sözleşmelerle hız kazanmıştır. VATOZ Savaş Yönetim Sistemi ve ASELFLIR 200D E/O Dayrektör Sistemi, ilk defa Yeni Tip Karakol Botlarında kullanılmaya başlanmıştır.
Burada Su Altı Akustik Sistemlerine ayrı bir parantez açmamız uygun olacaktır. 2007 yılında birkaç personelle bir kovaya yurt dışından getirilen bir hidrofonun daldırılarak başlatılan çalışmalar, 2030’lu yılların vizyonuyla, su altı sensör teknolojilerinde, sonarlarda, torpido karşı tedbir sistemlerinde ve torpidolarda, kısacası su altı akustik alanında öncelikle Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın ve Sahil Güvenlik Komutanlığımızın olmak üzere ama aynı zamanda yurt dışı müşterilerimizin de ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde uluslararası arenada söz sahibi olma hedefiyle devam etmektedir. 16 yılda gelinen noktada denizaltılar için geliştirilen sistemler haricinde, su üstü gemileri için FERSAH Karinaya Monteli Sonar Sistemi, Düşük Frekans Çekili Aktif Sonar Sistemi (DÜFAS), MATES Mayın Tespit Sistemi, Torpido Kovan Sistemi KULAÇ İskandil Sistemi ve HIZIR Torpido Karıştırma ve Aldatma Sistemi gibi ürünler geliştirilmiştir. Özellikle, DÜFAS sistemimizle, çok düşük frekansta çok güçlü yayınlar yaparak alıcı dizinlerle denizaltılardan ve su altı hedeflerinden yansıyacak yayınları alarak DSH anlamında su üstü gemilerine önemli bir avantaj sağlanması hedeflenmektedir.
Amfibi gemilerimizin modernizasyon faaliyetlerine ilişkin olarak 2009 yılında imzalanan 8 adet Süratli Amfibi Gemi (LCT) Projesi sözleşmesi kapsamında ilk 25 mm Stabilize Top Sisteminin (STOP) teslimatı gerçekleştirilmiştir. Bu proje kapsamındaki 8 adet gemiye toplam 16 adet STOP sistemi entegrasyonu gerçekleştirilerek, alınan geri beslemeler sayesinde sistemin yeni versiyonları geliştirilebilmiştir.
2010’lu yılların başından itibaren ASELSAN bünyesinde insansız su üstü araçları üzerinde çalışmalara başlanmıştır. İlk yıllarda uzaktan kumandalı LEVENT Botu geliştirme faaliyetleri icra edilmiş, sonrasında botun üzerine, uzaktan kumandalı SARP silahı entegre edilmiştir. LEVENT botuyla birlikte kazanılan kabiliyetler neticesinde geliştirilen ALBATROS, çeşitli su üstü taktiksel hareketleri ve süratli asimetrik tehditleri taklit edebilen özgün olarak geliştirilmiş Asimetrik İnsansız Süratli Su üstü Hedef Botu ailesidir. T (5 m) ve K (11 m) olarak 2 farklı versiyon/ebatta üretilen botlar; otonom, yarı otonom veya uzak komuta ile kullanılabilmektedir.
ASELSAN-Sefine İş Ortaklığı ile geliştirdiğimiz en son insansız su üstü aracımız MARLİN dünyada elektronik harp kabiliyetine sahip ilk insansız su üstü aracı olarak öne çıkmıştır.
Hem iş ortaklıklarıyla hem de tersanelerimiz tarafından projelere katkı sağlayarak İnsansız Su Üstü Araçlarına yönelik çalışmalarımız artarak devam etmektedir. Küçük platformlarda başlayan otonomi çalışmalarının önümüzdeki yıllarda hem ticari hem de askeri anlamda yaygınlaşarak daha büyük gemileri de kapsama alacağı öngörülmektedir.
2010 yılı aynı zamanda RÜZGAR sınıfı hücumbotlara, ilk Deniz Elektronik Harp Sistemi olma özelliği gösteren ARES-2N Elektronik Destek (ED) Sisteminin entegre edildiği tarihtir. Hemen ardından 2011 yılında ARES-2N ED Sistemi, ilk MİLGEM Korveti olan TCG Heybeliada’ya entegre edilmiştir.
ASELSAN’ın Çok Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemlerindeki başarısı, 2010 yılında başlatılan KORKUT Kundağı Motorlu Hava Savunma Top Sistemi ve 35 mm parçacıklı mühimmat projeleri ile 2011 yılında filizlenen Alçak/Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi HİSAR-A ve HİSAR-O projelerinde ana yüklenici olmasını sağlamıştır.
KORKUT ve HİSAR sistemlerinin kendilerini belli bir aşamaya kadar ispatlamış olmaları, ASELSAN’ı bu sistemlerin deniz versiyonlarını geliştirmek için de cesaretlendirmiştir. Savaş gemilerimizin yakın alan hava savunma silah sistemi ihtiyacını karşılamak üzere GÖKDENİZ Yakın Alan Hava Savunma Sistemi Projesi başlatılmıştır.
2011 yılına gelindiğinde Süratli Amfibi Gemi Projesiyle başlayan amfibi gemi filosunun modernizasyonu faaliyetleri, iki adet Amfibi Gemi (LST) Proje sözleşmesinin imzalanmasıyla hız kazanmıştır. Proje kapsamındaki gemilerin savaş sistemleri, MİGEM Korvet Projesinde yer alan ASELSAN savaş sistemleriyle büyük oranda benzerlik içermektedir. Mevcut kabiliyetleriyle dünyanın en gelişmiş LST sınıfı gemilerinden olan TCG Bayraktar ve TCG Sancaktar, sahip olduğu gelişmiş ASELSAN ürünü silah ve sensor sistemleri nedeniyle, genç bahriyelilerinin eğitimi maksadıyla okul gemisi olarak da görevlendirilebilmektedir. Bu gemiler, gerektiğinde hastane gemisi olarak da hizmet verebilmektedir.
2012 yılında imzalanan MTA Sismik Araştırma Gemisi Projesinin sözleşmesi kapsamında ilk defa iki ve üç boyutlu Sismik ve Bilimsel Araştırma Ekipman/Sistemleri entegrasyonu yapılmış, ARMADOR- S Görev Takip Sistemi ve VKS (Veri Kontrol Sistemi) teslimatı gerçekleştirilmiştir. ARMADOR- S Sistemi, su altı arama, kurtarma, bilimsel araştırma faaliyetlerinde kullanılan cihaz ve sistemlerin kendi yönetim panellerinde operatörlerce kullanılırken, gerekli bilgilerin ortak bir ortamda yönetici ve gözlemcilere sergilenmesine imkan vermektedir.
2013 yılında radar teknolojimizde basamak atlamamıza vesile olan Çok Amaçlı Faz Dizinli Radar (ÇAFRAD) Faz-1 Projesi sözleşmesi imzalanmıştır. Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın ilk hava savunma harbi muhribi olması beklenen TF-2000 Platformu’nun ana sensörü olacak nihai ÇAFRAD Sistemi, Aktif Elektronik Taramalı Dizi (AESA) mimarisi ile geliştirilmiş, Hava ve Su Üstü Savunma Harbi fonksiyonlarını yerine getiren, sabit yapıda, tek direk yapısına entegre edilebildiği gibi, platformda dağıtık olarak da konumlandırılabilen bir radar sistemidir. Bu projeden elde edilen kazanımlar sayesinde farklı maksatlara hizmet eden son teknoloji radar sistemleri geliştirilmeye devam etmektedir.
2013 yılında imzalanan sözleşme ile ASELSAN tarafından Deniz Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyaçlarına yönelik geliştirilen ve öncelikle Yavuz sınıfı firkateynlere entegre edilen Milli Elektronik Harp Sistemleri (MEHS), farklı tipteki deniz araçlarına entegre edilen elektronik harp sistemlerinin birçoğunun temel yapı taşlarının da geliştirilmesine temel teşkil etmiştir.
2015 yılında faaliyetlerine başlanan Çok Maksatlı Amfibi Gemi (LHD) Nisan 2023 tarihinde (TCG Anadolu) hizmete girdiğinde Silahlı Kuvvetlerimizin envanterinde yer alan en büyük platform olmuştur. Uçak ve helikopterler ile S/İHA’ların da iniş kalkış yapabileceği TCG Anadolu ile Türkiye Cumhuriyeti, bölgesel güç aktarım kabiliyetini, orta ölçekli küresel güç aktarımına çevirmiştir. Gemide ASELSAN’ın 36 alt sistemi yer alırken, fonksiyonel ve fiziksel entegrasyon, EMI/EMC -RKA analizi gibi savaş sistemi tasarım çalışmaları da ASELSAN tarafından yürütülmüştür. Ayrıca bu proje kapsamında ARES 2N-v2 Elektronik Destek Sistemi, AREAS 2N Elektronik Taarruz Sistemi, Dekoy Atım Sisteminden oluşan Elektronik Harp Süiti, PİRİ Kızılötesi Arama ve Takip Sistemi, 25 mm Uzaktan Komutalı Stabilize Top Sistemi STOP-2, 1.8 m Anten Sistemli X-Bant Uydu Muhabere Sistemi, 1.0 m Anten Sistemli Ku-Bant Uydu Muhabere Sistemi ve UHF Uydu Muhabere Sistemi, IP Teknolojili Muhabere Kontrol Sistemi, MITOS WECDIS ve MİTOS Sayısal Plot Masası ilk kez sözleşmesi imzalanmış sistemlerdir. 2016 yılında ilk ANS-510D cayro sistemi, TCG BAYRAKTAR'ın teslimiyle birlikte envantere girmiştir.
Çok sayıda başarılı projeden elde edilen analiz, tasarım ve entegrasyon tecrübelerinin de etkisiyle Barbaros Sınıfı Fırkateyn Yarı Ömür Modernizasyonu (B-YÖM) Projesi kapsamında 2018 yılında imzalanan sözleşmeyle ana entegratörlük rolü ASELSAN tarafından büyük bir özgüvenle üstlenilmiştir. ASELSAN, bu çalışmayı başarıyla devam ettirmektedir. Bu proje kapsamında tedarik edilen savaş sistemleri ile güç ve iklimlendirme sistemlerinin yanında, Gölcük Tersanesi Komutanlığı tarafından gemide imalat ve montaj faaliyetlerinin yapılabilmesi için gerekli olan güverte üstü ve güverte altı yerleşim tasarımı, stabilite ve denizcilik analizleri, elektromanyetik girişim ve uyumluluk analizleri, savaş sistemleri program ve sistem mühendisliği çözümü gibi mühendislik faaliyetleri de ASELSAN tarafından gerçekleştirilmektedir.
B-YÖM Projesi kapsamında sadece Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarihinin en büyük yarı ömür modernizasyon projesi gerçekleştirilmekle kalınmamış aynı zamanda 127 mm Top TAKS, Geliştirilmiş Lazer İkaz Sistem (LİAS-200D), CW aydınlatma altyapısını da içeren Akrep Atış Kontrol Radarı ve Fersah Karinaya Monteli Sonar Sistemi de ilk kez bu proje kapsamında geliştirilerek teslim edilmiştir.
Akrep Atış Kontrol Radarı, radyo frekans yayın, pasif EO takip veya bunların birlikte çalıştığı takip modlarıyla farklı operasyonel ihtiyaçlara karşılık verebilmektedir.
Tedarikleri Milli Savunma Bakanlığı ve Savunma Sanayii Başkanlığı gibi kurumlar tarafından farklı sözleşmelerle yapılan çok sayıda sistemin tüm entegrasyon faaliyetleri de B-YÖM Projesinin çatısı altında gerçekleştirilmektedir.
Bu özellikleriyle B-YÖM Projesi, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarihinde gerçekleştirilen en kapsamlı savaş gemisi modernizasyon projesi olma özelliğinin yanında dünyada yürüyen en kapsamlı MEKO Sınıfı Fırkateyn Modernizasyonu rojesi olması özelliği ile de gemilerinin modernizasyon periyodu yaklaşan birçok ülke bahriyesi tarafından yakından takip edilmektedir.
2018 yılının diğer büyük projesi IFF Mod 5 Deniz Platformları Modernizasyon Projesidir. Bu proje, platform sayısı bakımından Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile gerçekleştirilen en geniş ölçekli entegrasyon projesi olma özelliğini taşımaktadır. IFF Mod 5 Deniz Platformları Modernizasyon Projesi sözleşmesi kapsamında, tüm NATO ülkeleri ile eşzamanlı olarak, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde bulunan 23 Sınıf (83 Adet) yüzer deniz platformu ve 4 Adet deniz gözetleme karakol komutanlıklarına IFF Mod 5 yeteneği kazandırılmaktadır.
2018 yılında imzalanan bir sözleşme kapsamında inşa edilen ve LHD’den sonra donanmamızın en büyük gemisi olan Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi (DİMDEG) Projesi kapsamında ilk MAR-D 3 Boyutlu Arama Radarının entegrasyonu gerçekleştirilmiştir.
2018 yılında ayrıca MİLGEM Projesinin 3'üncü gemisi TCG BURGAZADA'ya ilk AHTAPOT Elektro-Optik Dayrektör Sistemi entegrasyonu gerçekleştirilmiştir.
2019 yılında ise MİLGEM Projesinin 4'üncü gemisi TCG KINALIADA'ya ilk ATMACA Atış Kontrol Sistemi (AKS) entegre edilmiştir.
Şubat 2020 tarihinde prototip MAR-D sisteminin TCG Beykoz’a entegrasyonundan sonra Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın desteğiyle gerçekleştirilen yoğun test faaliyetlerinin ardından MAR-D Sistemi, Amibi Gemi LST, DİMDEG, Barbaros YÖM ve Açık Deniz Karakol Gemisi (ADKG) projelerinde bağımsız radar olarak, GÖKDENİZ YHSS için de sistemin parçası olarak kullanılmak üzere entegre edilmiş ya da edilmek üzere faaliyetlere devam edilmektedir.
AKR-D Atış Kontrol Radarı prototip sistemi de MAR-D Arama Radarına benzer şekilde Şubat 2020 tarihinde TCG Beykoz’a entegre edilmesinden sonra Açık Deniz Karakol Gemisi (ADKG) Projesinde bağımsız radar olarak, GÖKDENİZ YHSS için de sistemin parçası olacak şekilde üretim ve teslimatlara devam edilmektedir.
2021 yılında imzalanan sözleşme kapsamında inşa edilen 2 adet Açık Deniz Karakol Gemisi (ADKG) Projesi kapsamında ASELSAN tarafından ilk defa üretilen 76 mm MKE Top Atış Kontrol Sistemi ve AKR-D Atış Kontrol Radarı da kullanılmaktadır. 1.8 m çaplı X-Bant Uydu Muhabere Sistemi ve MİTOS WECDIS Sistemi 2021 yılı itibariyle ilk defa TVEG gemisiyle envantere girmiştir.
Bugün itibarıyla, gerçekleştirilen çok sayıda savaş gemisi projesi kapsamında kazanılan tecrübeler sayesinde ASELSAN, artık sadece sistem sağlayıcı rolünde değil, platformun Savaş/Görev Sistemi tasarımının oluşturulması, görev etkinlik/tehdit analizinin yapılması, Savaş/Görev Sistemi bileşenlerinin (silah, sensör, haberleşme gibi) seçimi, platformun bekası ve EMI/EMC analiz ve uygulamaları ile iz yönetimi ile ilgili analizlerin yapılması, yerleşim tasarımı ve sistemlerin savaş/görev yönetim sistemleri entegrasyonu konularında Türk ve dünya bahriyelerine sağladığı çözümler ile kritik uzmanlığa sahip olmuştur. Bu uzmanlık sonucunda ASELSAN artık Savaş/Görev Sistemi Ana Entegratörü olarak da anılmaktadır.
1980’li yıllarda askeri tersanelerimizde inşa edilen savaş gemilerinde nerdeyse mevcut olmayan yerli sistemler, bugün Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında teslimi planlanan İ-Sınıfı Fırkateyn Projesine baktığımızda, özellikle savaş sistemlerinin neredeyse tamamına yakınının başta ASELSAN sistemleri olmak üzere yerli/milli olduğu görülmektedir.
İ-Sınıfı Fırkateyn Projesinde, şu ASELSAN ürünleri sağlanmaktadır:
MİLGEM-5
SİLAH SİSTEMLERİ
1) 76mm Top Atış Kontrol Sistemi (TAKS)
2) 76mm Top Acil Kontrol Ünitesi (TAKÜ)
3) GÖKDENİZ Yakın Hava Savunma Sistemi
4) HİSAR Hava Savunma Atış Kontrol Sistemi
5) 25mm STOP Sistemi
6) Torpido Kovan Sistemi
7) Atmaca Atış Kontrol Sistemi
ELEKTRONİK HARP SİSTEMLERİ
8) EH Suit Merkezi Yönetim Sistemi (MYS)
9) Elektronik Destek Sistemi (ED)
10) Elektronik Taarruz Sistemi (ET)
11) Çaf/Dekoy Atım Sistemi
RADAR SİSTEMLERİ
12) AKREP Atış Kontrol Radarı
13) ALPER LPI Radar
14) CENK 3 Boyutlu Arama Radarı
15) Aydınlatma Radarı
16) Seyir Radarı
ELEKTRO-OPTİK SİSTEMLERİ
17) Denizgözü AHTAPOT Elektro-Optik Keşif Gözetleme Sistemi
18) PİRİ-100 Kızılötesi Arama ve Takip Sistemi
19) LİAS-200D Lazer İkaz Sistemi
SU ALTI SİSTEMLERİ
20) FERSAH Sonar Sistemi
21) HIZIR Torpido Karşı Tedbir Sistemi
22) Oşinografik Çevresel Şartlar Ölçüm Birimleri
23) KULAÇ İskandil Sistemi
HABERLEŞME SİSTEMLERİ
24) Ku-bant Uydu Muhabere Sistemi
25) X- bant Uydu Muhabere Sistemi
26) IFF Kısa/Orta Menzilli Sorgulayıcı Sistemi
27) Veri Bağı
28) Kripto Dizin Üreteci
29) Alarm Anons Sistemi
30) Gemi Telefon Sistemi
31) Eğitim Eğlence Sistemi
32) Muhabere Kontrol Sistemi
33) Telsiz Sistemi
34) Anten Sistemi
35) Inmarsat Sistemi
36) Küresel Denizcilik Tehlike ve Güvenlik (GMDSS) sistemi
37) Ses Kayıt Sistemi
38) El Telsizleri
SEYİR YARDIMCILARI VE DİĞER SİSTEMLER
39) ANS-510D Cayro
40) DEMES Deniz Meteorolojik Sistemi
41) Askeri GPS -Mevki Konumlandırma Sistemi
42) Sivil GPS --Mevki Konumlandırma Sistemi
43) WAİS Harp Otomatik Tanıma Sistemi
44) Parakete
45) Manyetik Pusula
46) Güç Dağıtım Birimleri
47) EMI/EMC Analiz ve Testleri
Tekrar vurgulamak gerekise, İ-Sınıfı Fırkateyn Projesi kapsamında bir savaş gemisinde temel olarak bulunması gereken savaş sistemleri ve muhabere sistemleriyle ilgili olarak neredeyse tüm alanlarda ASELSAN’ın geliştirdiği ürünler dikkat çekmektedir. Bu proje kapsamında ASELSAN’ın su üstü paltformları için geliştirilen en uzun menzilli radarı olan ilk CENK 3 Boyutlu Arama Radarı, ilk ALPER-P LPI Radarı, ilk AYR Aydınlatma Radarı ve ilk Torpido Kovan Sistemi ve Gökdeniz Yakın Alan Hava Savunma Sistemi ilk yurt içi entegrasyonları da gerçekleştirilmiştir.
ASELSAN, kendisine verilen misyon kapsamında, Türk Deniz Kuvvetlerimiz için olduğu gibi dost ve müttefik ülkelerin su üstü platformlarının ihtiyaçlarını karşılamak için de çalışmalarını sürdürmektedir. Bu kapsamda tek kalemde en büyük ihracat projesi olan Pakistan-MİLGEM Projesi kapsamında ilk 76 mm Super Rapid TAKS geliştirilmiştir.
Türkiye’nin ilk savaş gemisi ihracat projesi olma özelliğini de içeren Türkmenistan için 5 ayrı sözleşme imzalanmış, aynı zamanda ilk GÖKDENİZ Yakın Hava Savunma Sistemi ihracatı da Türkmenistan Korvet Projesi kapsamında gerçekleştirilmiştir.
GÖKDENİZ YHSS; hedef tipine uygun olarak hem ASELSAN tarafından geliştirilen 35 mm Parçacıklı Mühimmat (ATOM) hem de klasik tahrip (HEI) mühimmatı ile birlikte kullanılabilmektedir.
Buraya kadar, suüstü platformları savaş ve görev sistemleriyle ilgili olarak çok kısa sayılabilecek bir süreçte ASELSAN’ımızın kat ettiği mesafeden, hayata geçirdiği ve geçirmek üzere aralıksız olarak çalışmalara devam ettiği birbirinden başarılı çok sayıda projeden bahsettik. Bundan sonraki yol haritamızı belirlerken, öncelikli olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın ihtiyaçları olmak üzere mevcut sistemlerimizi geliştirmenin yanında yeni teknolojiler üretmeye de odaklanacağız. Bu kapsamda yakın dönemde tedarik faaliyetlerine başlanması beklenen TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribinin ihtiyaç duyduğu multi-statik sonar süiti gibi yeni nesil sistemlerin olabildiğince yerli ve milli olarak üretilmesi prensibiyle çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.